22.2.11

Allianoi



Allianoi İzmir - Bergama sınırları içinde, Yortanlı Barajı gölet alanının tam ortasında, Paşa Ilıcası Mevkii’nde yer alan bir antik kenttir.
1998 yılından bu yana da Paşa Ilıcası merkez olmak üzere baraj gölet alanı içinde kalan alanda kurtarma kazı çalışmaları devam etmektedir. Baraj Gövdesi ve çevre ile bağlantısını sağlayacak yol yapım çalışmaları devam etmektedir. Proje aynen uygulandığı takdirde, baraja su toplanmaya başlandığı gün Allianoi tamamen su altında kalacaktır. Yağış rejimi ve bitki örtüsü ile bağlantılı olarak yaklaşık 40-60 yıl arasında ömrü olduğu düşünülen barajın gölet alanında bu süre zarfında alüvyon birikecek. Ve Allianoi yaklaşık 12- 15 m.’lik alüvyon dolgu altında kalacaktır.
Antik yazarlardan P.Aelius Aristides’in Hieroi Logoi adlı eserinde Allianoi anılmaktadır. Bu antik kaynak haricinde henüz, antik yazarlarda veya epigrafik buluntularda, Allianoi hakkında başka bilgiye ulaşılamamıştır. Allianoi, “Sağlık Tanrısı Asklepion’un yurdu” olarak bilinmektedir
İlginç bir özelliği, antik çağ kaynaklarında sadece bir kez, M.S. 2. yüzyıl Batı Anadolu yazarı Aelius Aristides'in "Hieroi Logoi" (Kutsal Anlatılar) adlı eski çağ tıbbının en önemli kaynaklarından biri olan eserinde anılmış olmasıdır. Bu kaynak haricinde antik yazarlarda veya epigrafik buluntularda henüz bahsine rastlanmamıştır.

Allianoi’nin batısındaki orman arazisinde yapılan kazı çalışmaları sırasında, Erken Tunç Çağı II’ye ait bir adet Yortan kabı ele geçmiştir. Çakmak Tepe eteklerinde ise çok sayıda çakmak taşı eser saptanmıştır. Bunun haricinde dolgu toprak içerisinden iki adet taş balta ele geçmiştir. Tüm bunlara dayanılarak Allianoi ve yakın çevresinde prehistorik bir yerleşim olduğu düşünülmektedir.

Hellenistik Dönem'de sıcak su kaynağını değerlendiren küçük bir termal merkezi olduğu sanılmaktadır. Bu devre ait sadece birkaç arkeolojik ve nümizmatik eser ele geçmiş olmasına rağmen Allianoi merkez yerleşiminde Helenistik mimariye rastlanılmamıştır.

Allianoi’de, Roma İmparatorluk Dönemi’nde (M.S. II.YY) kült merkezinde, Anadolu'nun pek çok merkezinde ve Pergamon’daki Asklepieionda olduğu gibi büyük bir bayındırlık faaliyeti yaşanmıştır. Kült merkezinde mevcut binaların büyük bir kısmı bu döneme aittir. Ilıcanın yanı sıra, köprüler, caddeler, sokaklar, insulalar, geçiş yapısı, propylon ve nympheum bu dönemde planlanır.

Bizans Dönemi, Allianoi’de yoğun yerleşimin görüldüğü dönemdir. Ancak bugünkü adıyla Bergama'da (Pergamon) olduğu gibi sosyo-ekonomik açıdan son derece zayıf bir dönem yaşanmıştır. Kült merkezinde yaşamaya başlayan Bizanslılar, Roma Çağı’na ait heykeltıraşlık eserlerini ve mimarlık kalıntılarını tahrip edip, devşirme malzeme olarak kullanmaya başlamışlardır. Roma Çağı’na ait stoaların ve ana caddelerin tabanları kullanılmak suretiyle, yeni ve daha basit mekanlar inşa edilmiştir. Allianoi’nin en önemli yapısı olan ılıcanın ve nympheumlar da ihtiyaçlara uygun küçük değişiklikler yapılarak kullanılmaya devam etmiştir. Bazilikal planda büyük bir kilise inşa edilmiştir. Yerleşmenin içinde ve yakın çevresinde de şapeller yapılmış, ayrıca bu dönemde metal, seramik ve cam atölyelerini kurulmuştur.

Osmanlı döneminde Paşa Ilıcası, Aydın Salnameleri'nde zikredilmektedir. Ancak yoğun bir şekilde kullanılmamıştır. Çünkü kazılar sırasında Osmanlı dönemine ait birkaç sikkenin dışında iz yoktur. 20. yüzyıl başlarında bölge kaymakamı Kemal Bey tarafından Ilıca ele alınmış ve büyük havuzun bulunduğu yerin kısmen yeniden kullanıma açılmasını sağlamıştır. Ilıcanın batısındaki Roma köprüsünün, Osmanlı döneminden 1979 yılına kadar Bergama-İvrindi arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır.

20. yüzyılın başında kısmen temizlenmiş ancak sonra yeniden gelen sel nedeniyle, ılıcanın bulunduğu kısmın 1950’li yıllara kadar atıl durumda kaldığı anlaşılmaktadır. 1992 yılında, Bölge Karayolları Müdürlüğü tarafından halen mevcut Roma Köprüsü, kurul kararı olmaksızın yapılan bir ihale ile kısmen deforme edilerek yeni bir köprü inşa edilmiştir. Aynı yıl ılıcanın restorasyonu İzmir Valiliği tarafından İzmir İl Özel İdaresi aracılığı ile ihaleye verilmiştir. Bir yıl süren restorasyon işlemleri sırasında yine kurul kararı olmaksızın ılıcanın içi deforme edilerek üzerine modern bir bina yapılmıştır. Bu tarihten itibaren işletmeye verilmiştir, Şubat 1998'de yaşanan ağır bir sel taşkını ile tesis yeniden kullanılamaz duruma getirmiştir. Çayın güneyinde ise özel şahıslara ait olan arazide tarım yapılmıştır. Bu onarımlarda ilave edilen modern binaların büyük bir bölümü 2003 yılı çalışmaları sırasında kaldırılmış ve antik ılıca mekanları ortaya çıkarılmaya başlanmıştır.
Yortanlı Barajı gövdesinin çalışmaları bitmiş, çevre ile bağlantısını sağlayacak yol yapım çalışmaları devam etmektedir. Proje aynen uygulandığı takdirde, baraja su toplanmaya başlandığı gün Allianoi tamamen su altında kalacaktır. Yağış rejimi ve bitki örtüsü ile bağlantılı olarak yaklaşık 40-60 yıl arasında ömrü olduğu düşünülen barajın gölet alanında bu süre zarfında alüvyon birikecek. Ve Allianoi yaklaşık 12- 15 m.’lik alüvyon dolgu altında kalacaktır.
Bu arada Allianoi sitinde Trakya Üniversitesi Yrd.Doç.Dr. Ahmet Yaraş'ın yönetiminde 1998-1999'de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün, 2000-2004 döneminde ise Philip Morris'in katkıları ve ayrıca Yortanlı Kurtarma Derneği bünyesinde örgütlenmiş gönüllülerin özverileriyle kurtarma kazıları gerçekleştirilmiştir. 1998-1999 kazı çalışmaları sonucunda, kazılan alanın Allianoi olduğu öğrenildikten sonra, Bergama Müze Müdürlüğü'nün başvurusu üzerinde, İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu 29.03.2001 gün ve 9229 sayılı kararla, Allianoi'yi I. Derecede Arkeolojik Sit Alanı ilan edilince gerçek anlamda kurtarma kazısına dönüşmüştür. Bu arada özellikle Philip Morris'in katkılarıyla sitin kamuoyuna tanıtılmasında önemli çabalar gösterilmiştir.
2000 yılı kazı çalışmaları sırasında sade bir şekilde restore edilen bir sektörün tarla toprak seviyesini aşan ve Bergama-İvrindi yolundan geçerken de görülebilen bir mimari öğe haline dönüştürülmesi sağlandı. 2003 yılı kazı sezonunda biri Güney Ilıca ile dere sınırını belirleyen Roma duvarının mevcut kısmının sağlamlaştırılarak, yükseltilmesiyle (dolgu çöküntüsünü önlemek amacıyla), diğeri Kuzey Ilıca batısındaki mekanları sel taşkınlarından korumak amacı ile iki sağlam koruma duvar projesi gerçekleştirildi. Bu duvarlar sayesinde sit İlya Çayı'nın taşkınlarından kısmen korunmuş oldu. İşin ilginci, bu projeyi 100 yıl önce Kaymakam Kemal’in de düşünmüş olması, Alman Kazı heyetinde görevli Mimar W. Dörpfeld’den yardım istemesiydi. Ancak Ilıca turizme kazandırılamamıştı. Günümüz kazılarında Alman Arkeoloji enstitüsü'nün kazılarından biri olan Pergamon Kazısı’ndan bazen araç gereç yardımı da alındı. ahşap bir seyir platformu oluşturuldu. Düzenleme ve yol parkuru mümkün olduğunca en görsel alanlardan geçirildi. Yeşillendirme çalışmaları yapıldı. Bergama Müzesi'ne en ünlüleri sitin simgesi haline gelmiş Nymphe heykeli olan toplam 10000 eser teslim edildi. Allianoi merkez yerleşimi haricinde 1998 yılından beri süren kazılarda tüm gölet alanı içerisinde araştırmalara devam edilmektedir. Bu araştırmalar sırasında 2 km. kuzeydoğuda Helenistik Döneme tarihlenen bir çiftlik yerleşiminin ve Pergamon su hattına ait olan kemerin devamı keşfedilmiştir. Yine gölet alanı içerisinde kalacak, 311 numaralı parselde yapılan çalışmalarda bir Bizans nekropolü ve nekrolol şapeli ele geçmiştir.
Yortanlı Barajı ile Allianoi arasındaki açmazı çözmek için başbakanlık tarafından bir komisyon oluşturulması istendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün çağrısıyla toplanan akademik komisyon, 05-06.07.2005 tarihinde Allianoi’ye gelerek inceleme ve istişarelerde bulundu. 18.07.2005 tarihinde raporunu tamamlayarak bakanlığa sundu. Komisyonun sonuç kısmında, "Heyetimiz yerinde ve Kurul işlem dosyasında yaptığı inceleme ve değerlendirmelerin sonucunda, Allianoi olarak adlandırılan tescilli arkeolojik sit alanının, kültür tarihimize katkıları nedeniyle korunmasının tartışmasız olduğu; ancak bu amaçla sunulmuş olan koruma önerilerinin alanın korunması konusuna gerçekçi bir çözüm getirmediği görüşündedir. On binlerce yıllık bir süreçten geçerek bize ulaşan bir kültür varlığını yok etme hakkına sahip olmadığımız gibi, bunları gelecek nesillere aktarma yükümlülüğümüzün olduğu da kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle anlık çözümler aramak yerine, alanın bütüncül ve kalıcı olarak korunması ve sergilenmesi için daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçilmesi, bu konuda ulusal ve uluslar arası sorumluluğumuzun bir gereğidir." denilmektedir.
Allianoi, kültür, sağlık ve kongre turizmine kazandırılabilecek kadar görsel zenginliğe sahiptir. Allianoi’nin henüz yeteri kadar tanıtımı yapılmadığı halde, Bergama’ya gelen turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Gerekli yasal düzenlemelerden sonra kazı ekibi tarafından kısmen başlatılan basit çevre peyzajı tamamlandığında, ülkemiz ve Bergama yeni bir ören yeri kazanacaktır.
Uzun vadede, Bergama’ya gelen turistin 1/10’i Allianoi’ye getirtilmiş olsa -ki normal bir turizm mevsiminde yaklaşık 600.000 turist Bergama’yı ziyaret etmektedir- Bergama’da konaklayan turist sayısında dolayısıyla ilçenin turizm gelirlerinde ciddi bir artış olacaktır. Böylelikle 45 °C olan sıcak suyu ile korunmuş ören yeri ve Adatepe'de kongre turizmine dönük bir tesisle ilçe ve ülkemiz için eşsiz bir merkez kazandırılmış olacaktır.
Avrupa’da Badenweiler ve Baden Baden gibi birçok örneği bulunan ılıca merkezlerinde, sadece bir iki metresi korunmuş birkaç duvar olması yeterli görülürken Allianoi’de tamamı üst yapısına kadar korunmuş 9000m2’i aşan bir alana yayılan bir ılıca mevcuttur. Türkiye’de de bu bölgeye yakın, İzmir Balçova Ilıcası ve Balıkesir'deki ılıcalar gibi çok daha basit yapıdaki tesislerin doluluk oranı, yıl boyunca sürmektedir. Ve bunlar ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.
Önerilen alternatif projede set yapıldığı takdirde doğu ve batı da ana kayaya kadar inilerek geçirimsiz tabakaya beton enjekte edilecek. Perde duvarları ile kuşaklama yöntemiyle Allianoi’nin su altında kalması önlenecektir. Ilıcanın kuzeyinden bir tünel aracılığı ile baraj gölet alanına su verilmesi sağlanabilecektir. Eğer bu proje uygulanabilirse, ılıcanın kuzeyindeki tepeye kongre amaçlı bir turistik tesis yapılmak suretiyle, kültür, sağlık ve kongre amaçlı tesis ile olağanüstü bir kompleks elde edilebilir.

21.2.11

Araştırma: Van Gogh sarısı gün ışığının etkisiyle koyulaşıyor..


Hollanda - Amsterdam kentinde bulunan Van Gogh Müzesi'nde yapılan araştırmalar sonucunda, ünlü ressamın açık sarı elde etmek için kullandığı beyaz ve sarı karışımının tablo üzerindeki cila ile temasında gün ışığının tetiklemesi sonucunda meydana gelen kimyasal reaksiyon ile sarı renklerin zamanla koyulaşmakta olduğu, kahverengiye dönüştüğü ortaya çıkmıştır.

Müze yetkilisi Ella Hendriks "Araştırma, tabloların nasıl eskidiği ve renk değiştirdiği konusunda önemli bir tespit yaptı. Tabi nasıl korunacağına da yol gösteriyor. Gelecek nesillere tabloların renk değiştirmeden ulaştırmanın en kolay yolu tabloları güneş ışığından uzak tutmak"dedi.

Bu araştırma Hollanda, Fransa,  Belçika ve İtalya'dan çok sayıda uzman bilim adamının katıldığı özel bir ekip tarafından gerçekleştirildi. 

Analitik kimya adlı Amerikan bilim dergisinde yayınlanan makaleye göre, bilimadamları çok ince mikroskopik X ışını kullanarak kimyasal reaksiyonu tespit etti.


ARSLAN SÜKAN "Siz Uyurken" @ GALERIST Tepebası_01 - 26 Mart 2011



Galerist, Türk çağdaş sanatının yeni temsilcilerinden Arslan Sükan’ın "Siz Uyurken" başlıklı ilk kişisel sergisine 01 Mart – 26 Mart 2011 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sergide sanatçının, boyut kavramının yarattığı illüzyonu ve günümüz dünyasının gelişiminin etkilerini kendisine has soyut bir dille sorguladığı fotoğrafları sanatseverlerle ilk kez buluşuyor.

Sükan, genellikle yer seviyesinden yüksek noktalardan olayları inceleyen perspektifler kullanarak, mimari öğeleri yeniden şekillendirip, yeni bir biçimsellik oluşturuyor. Kullandığı geleneksel fotoğraflama ve dijital manipülasyon teknikleriyle, görüntüler neredeyse dünya ötesi bir hal alıyor. Aynı diyarda hem umut hem de tehlike bekliyor. Gökyüzünün simsiyah olması, bize sonsuz bir boşluğun insan hayatının belirsizliğini ve geriye kalan yapılar ve sahnelerinde insanın bu belirsizlik içindeki var olma çabasını simgeliyor.

Sanatçının işleri insanın en temel isteklerinden biri olan sınırsız özgürlüğe ve yeni bir gerçekliğe ulaşabilmek için kişinin kendisini ve evrenini sonsuz olasılıklara açmasıyla yaşadığı dönüşümlerle ilgilidir. Bir sahneyi, cismi veya kimliği dönüştürmenin ardında yatan itici gücün esas temelleri, yaşadığımız dünyadan kaçma veya onu yeniden şekillendirme isteğimizde yatıyor. Bu yaklaşım, herhangi bir durumda, insanlar için ‘ne kadar’ın yeterli olacağını inceliyor; bir yandan yok oluş diğer yandan yeni bir olasılık yaratmakla ilgileniyor.

İşlerinde yer verdiği karanlık, insan hayatının ve içinde yaşadığı gezegenin farklı durumlarını ve hikâyelerini yeniden düzenliyor; bunu kusursuz bir şekilde yaparken, uzaktakiler yakın, büyük olanlar ise küçük görünüyor. Aynı, bizimle alakalı boyut, uzaklık ve ışık gibi öğelerin, ister uyanık ister uyurken, bir hayalmişçesine yok olması gibi. Kendi gezegeninde insanın varlığı ve yokluğu arasındaki sonsuz bir ilişki. İşte bu fotoğraf serisi, gerçeğin yeni bir anlam bulduğu bu dünyayı yakalamaya çalışıyor.

Arslan Sükan 1973 yılında Ankara’da doğdu. Bilkent İç mimari ve çevre tasarımını bitirdikten sonra New York’ta School of Visual Arts’tan fotoğraf eğitimi aldı. 2009 yılında New York Photo Festivali’nde en iyi çağdaş fotoğraf dalında ödül aldı. İşleri Paris’te Maison des Metallos, Atina’da Kappatos Galeri ve New York’taki ‘New Visionaires’ karma sergilerinde gösterildi. Sükan, New York ve İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.

18.2.11

Hüseyin Çağlayan "Yakınlık Sensörleri" @ GALERIST _24 Şubat-26 Mart 2011




Ülkemizi dünya çapında en iyi şekilde temsil eden, özellikle geçtiğimiz günlerde Grammy Ödüllerinde Lady Gaga'nın tercihi olarak büyük ses getiren dünya çapındaki sanatçı ve moda tasarımcısı Hüseyin Çağlayan’ın "Yakınlık Sensörleri" başlıklı kişisel sergisi 24 Şubat – 26 Mart 2011 tarihleri arasında Galerist'te..


Sergi, Çağlayan’ın son dönemde ürettiği heykel, video ve ses enstalasyonlarının dünya gösterimi olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Sanatçının Galerist’teki üçüncü kişisel sergisi için üretilen eserlerin yanı sıra ilk kez geçtiğimiz yıl Londra'daki Lisson Gallery’de sergilenen ve kültürel form olarak müziği inceleyen "Üzgünüm Leyla" başlıklı eseri de Türk izleyicisiyle buluşturulacak.

Çağlayan, "Arzunun Yakınlığı" başlıklı yeni eserinde, İstanbul’un kültürel ve tarihsel bağlamdaki yerini inceler. Dünyada İstanbul kadar çok yönlü ve tarihin farklı zamanlarında farklı kültürler tarafından bu denli arzulanmış başka bir şehir yoktur. Çağlayan şehrin hem geçmişte, hem de günümüzde, sürekli bir akış halinde olduğuna inanır. Binlerce yıl içinde İstanbul’un 150’den fazla ismi olmuştur. Her isim belirli bir kültürün şehirle olan bağını yansıtmaktadır. Birbirine zıt kültürler, birbirinden çok farklı zamanlarda, şehrin kimliğine sahip çıkmış ve şehrin temsil ettiklerine dair kendi iddialarını ortaya atmışlardır.

Sanatçı, "Değişimin Yakınlığı" başlıklı yeni enstalasyonunda ise geçtiğimiz yüzyılın ikonik saç ve makyaj stillerini araştırır. Video, heykel ve robot teknolojisinin kullanımıyla eser bir stilden diğerine dönüşüm geçirir. Enstalasyonun hareket ederek geçirdiği belli belirsiz değişimler, stiller arasında keskin kontrastlar oluşturarak izleyicinin kimlik ve estetiğe dair kendi sonuçlarını çıkarmalarına fırsat sunar.

Türkiye’nin başarılı kadın şarkıcılarından Sertab Erener’in, bir Osmanlı orkestrasıyla beraber söylediği türkü performansının, adeta bedeninden ayrılmış bir deneyimini yaratan "Üzgünüm Leyla" başlıklı enstalasyon, ses, film, heykel ve müzik notalarının birbiriyle uyumlu bir kombinasyonundan oluşmaktadır. Çağlayan burada müzik deneyimini farklı enstrümanlardan çıkan sesleri, İran şiirini ve Rum Ortodoks ilahilerini birleştiren kompozisyonun üzerindeki farklı kültürel etkiler ile katmanlı bir biçimde inceler.

"Arzunun Yakınlığı" ile İstanbul’un geçmişine ve geçmişte barındırdığı kültürlere gönderme yapan Çağlayan "Değişimin Yakınlığı" ile farklı çağlardaki saç ve makyaj stillerini ve son olarak "Üzgünüm Leyla" enstalasyonundaki müzik ile geçmişi, bugün üzerinden sorgular.

Hüseyin Çağlayan 1970 yılında Kıbrıs’ta doğan Hüseyin Çağlayan, 1993 yılında Central St. Martins’den mezun oldu. Mezuniyet koleksiyonunun Londra’nın en ünlü çok markalı butiklerinden Browns tarafından satın alınması, moda dünyasında önemli bir güce sahip olmasını sağladı. 1994 yılında Çağlayan kendi markasını oluşturdu ve 2002 itibariyle Londra’da yaptığı defilelerini Paris’e taşıdı. 1999 ve 2000 yıllarında İngiltere’de Yılın Tasarımcısı ödülünü aldı. tasarımcısı ödülüne layık görülmüştür. Çağlayan’ın yapıtları, dünyanın en önemli sanat platformlarından Tate Modern, Museum of Modern Art New York, Victoria& Albert Museum ile Centre d’Art Contemporain dahil olmak üzere pek çok yerde sergilenmiştir. 2005 yılında Hollanda’daki Gröninger Müzesinde, moda ve sanat yönünde 10 yıllık birikimini kapsayan bir retrospektif sergisi düzenlenen Çağlayan, aynı yıl Venedik Bienali’nde Türkiye’yi temsil etmiştir.

Çağlayan’ın 2009 yılında London Design Museum’da gerçekleşen ve son 16 yıllık çalışmalarını kapsayan retrospektif niteliğindeki video, tasarım ve enstalasyon içeren sergisi daha sonra Museum of Contemporary Art in Tokyo’da sunulmuş, geçtiğimiz yıl İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde izleyici ile buluşmuştur.

Andy Warhol @ Christie's

Andy Warhol

1974'den günümüze özel koleksiyonda yer alan 1967 yılında yapılmış 11 büyük ölçekli tablosundan biri Christie's'de gerçekleşen Post - War ve Contemporary Art Auction'da 17.441.892 USD 'a satıldı. 


Pop Art akımının önde gelen sanatçılarından Warhol'un portresi kırmızı beyaz 1.8m x 1.8m -ipek baskı-sergiraf.


Müzayede sonuçlarını görmek için aşağıdaki linke tıklamanız yeterli..
Christie's_Post War and Contemporary Art



Jessie Eskenazi Benardete'nin Özel Koleksiyonu Müzayede de!

Çanakkale İşi _ At
Merhum Jessie Eskenazi Benardete'ye ait 182 adet hem oryantalist hem klasik-çağdaş Türk tablo, 55 adet hat sanatı eseri, 17 Çanakkale işi seramik obje ve 16 Osmanlı sanat objelerinden oluşan toplam 260 eserlik Özel Koleksiyon Alif Art Antikacılık Aş. tarafından 06 mart 2011'de Esma Sultan Yalısı'nda düzenlenecek müzayede ile satışa çıkarılıyor. 

Ömer Uluç

Komet

Hikmet Onat



Ali Rasim Efendi



Daha fazla bilgi için;















16.02.2011_Hürriyet gazetesinde bir haber okudum.. aynen aktarıyorum..

Statik ömrü bitti, yıkın yenisini yapın

Üsküdar Altunizade'deki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi, statik ömrünü tamamladığı gerekçesiyle yıkılıp yeniden inşa edilecek. 1978'de temeli atılan cami 1980'de ibadete açılmış, minareleri ise 1983'de tamamlanmıştı. 

İmar ve Bayındırlık Komisyon raporuna göre, statik ömrünü tamamlayan caminin yıkılarak yeniden inşa edilmesi için gerekli plan düzenlemelerinin yapılması taleb edildi. Maliye hazinesi adına kayıtlı 6 bin 790 metrekarelik alanda bulunan caminin, üniversite alanında kaldığı için yeniden inşa edilemediği, bu sebeple dini tesis alanına alınması gerektiği belirtildi.

Eğitim amaçlı cami

Üsküdar Kaymakamlığı ve Müftülüğü'nün görüşlerinin de yer aldığı raporda, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin eğitim amaçlı uygulama camisi olarak kullanıldığı belirtildi. Konuyla ilgili talepleri inceleyen komisyon, alanın dini tesis alanına alınmasını onaylayarak, Büyükşehir Belediyesi'ne havale etti. Büyükşehir belediye meclisi komisyon raporunu oybirliğiyle kabul ederek plan değişikliğini onayladı.

Fatma Aksu/ İstanbul

17.2.11

Hazine Avcıları Tarihi Harap Etti

Doğa Sevenler Derneği (DOSEV) üyeleri Denizli / Çamlık Dağı'na düzenledikleri gezide, MS.6.YY'a ait, koruma altındaki, Bizans Kilisesi'nin sunağını hazine avcıları tarafından parçalanmış olarak buldular.

Geçtiğimiz yıl sağlam olarak fotoğraflanan sunağın yanı sıra çevrede kaçak kazı çalışmalarınında yapılmış olduğu tespit edilerek yetkililere bildirildi.

Ajandalarınıza kaydedin 58.Venedik Bienali yaklaşıyor..

MIAMI | Art Basel bizlere en güzel sanat günlerini sunup bittiğine göre artık önümüzdeki büyük sanat olaylarına bakabilir, ajandamıza kayded...