29.10.10

Cumhuriyet Bayramımız KUTLU OLSUN!!



Topkapı Sarayı’nda Gizli Çini Hazinesi_Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu @ İstanbul Araştırmaları Enstitüsü/ Pera Müzesi

Topkapı Sarayı_I
Topkapı Sarayı, İstanbul Saray Burnu’nda, Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı Padişahları’nın yaşadığı bir Saray’dır.

Bir zamanlar içinde 4000’e yakın insan yaşayan Saray herzaman gizemini korumuş ve Cumhuriyet ile birlikte “Müze-Saray” olarak günümüzde hergün binlerce turistin gezdiği en önemli tarihi yapılarımızdan birisidir.

Mimarları Alaüddin, Davud Ağa, Mimar Sinan ve Sarkis Balyan olan Saray, her dönem, ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirilmiştir. Her padişah isteğine göre Saray’dan bazı bölümleri çıkarmış bazı bölümleri eklemiştir. Böylece, Saray kendi içinde gizemli bilgileri hapsetmiş, zamanla maddi manevi bütün hatıraları biriktirmiştir. Halıdan perdelere, hediye vazolardan çini panolara, tabak takımlarından tekstil ürünlerine Saray’da herşey saklanmıştır.

Topkapı Sarayı_II
Günümüzde bu hatıralardan kimisini yerinde görebilirken kimisi sarayın gizli kalmış uçsuz bucaksız köşelerinde karşımıza çıkmaktadır.

Birçok bölümden oluşan Saray kabaca 3’e ayrılır:
1.Divan Bölümü (Osmanlı İmparatorluğu’nda, şimdiki Bakanlar Kurulu gibi memleketin önemli işlerini gören Divan-ı Hümayun Topkapı Sarayındaki Kubbealtı dairesinde toplanırdı) 
2. Harem (Padişahın özel yaşamını sürdürdüğü,  annelerin, eşlerin, cariyelerin ve çocukların yaşadığı aynı zamanda şehzadelerin  eğitim aldıkları)
3. Bab-ı Hümayun’dan girilen, asimetrik planlı Avlu ( saray-kent-devlet üçlü yönetim sistemin ikinci derece öneme sahip olan yapıları yerleştirilmiş olan alan)

Hanedan süresince, Nakkaş Seyyid Lokman’ın Hünername-i Al-i Osman eserinde resmedildiği gibi Topkapı Sarayı’nda hiyerarşik bir hayat yaşanmaktaydı.. Saray’daki hemen herşey saklanmış ve günümüze gelmiştir..

Genelde tüm Osmanlı yapılarında olduğu gibi Topkapı Saray’ı da çinilerle kaplıdır. Tabii sergilenen birçok eserin yanı sıra Saray’ın depolarında gün yüzü belki de hiç görmemiş birçok tarih parçası gizemini korumaktadır.

Değişik tarihlerde yapılmış çiniler, farklı teknikler kullanılmış çiniler bize dönemleri ile ilgili birçok bilgi vermektedir. Özellikle en çok çini kullanımı olan Harem’de 16.yy ile cumhuriyet dönemi arasında hemen her yeni üsluptan örnekler bulmak mümkün..

2001 yılında, Topkapı Sarayı Müze Direktörü, Dr. Filiz Çağman’ın Hacettepe Üniversitesi’ne Saray’ın çini koleksiyonunu arşivlemek, envanter altına almak için başvurması ile başlayan ve 26 ekim 2010’da bizlere Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu’nun Pera Müzesi’nde anlattığı bu proje ile Saray’da bulunan 24.500 adet parça belgelenmiş ve halen envanter altına alınmaya devam etmektedir..

Öncelikle Dr. Filiz Çağman’a böyle bir projeyi başlattığı için ve tabii Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu’na bu projeyi bizlerle paylaştığı için çok teşekkürler..

Konferans Notlarım:

>> Topkapı Sarayı’nda gizli kalan çinilerin envanteri yapılırken, belgeleme ve arşivleme için dikkate alınan ana kriter Restorasyon esnasında bulunup kullanılabilmesi için desene göre kategorize edilmesi..

>> Restoratör önce arşivden ihtiyacı olan parçanın fotoğrafını bulacak, ardından envanterden parçayı bulup yerinde kullanabilecek..

>> Parçalara yapılan uygulamalar sırası ile; ayırma, yıkama, kurutma, gruplama, envanter çalışması, katalog oluşturulması ve çinilerin kutulanması.. 


>> Arşiv için kullanılan program: file maker


>> Programı özetlemek gerekirse; parça no- parçanın fotoğrafı- kutu no- parçanın tanımı- geldiği yer- diğer bağlantılar- en- boy- kalınlık- dönemi- kökeni(osmanlı/ avrupa/ diğer)- üretim yeri (İznik/ Kütahya..vb)- türü( pano/ taçlandırma kuşağı/ konsol..vb)- astar var mı yok mu- boyası- biçimi- hamur rengi- hamur niteliği- damga- durum- bezeme tekniği… Vs şeklinde detaylı bir envanter çalışması..

>> Bu arşivleme projesi başladığı günden günümüze, çini olmayan da birçok parça ile de karşılaşıp onlarda kayıt altına alınmış; sedef, mermer kabartmalar, yazılı tabak parçaları, mücevher kalıpları, şamdanlar, taş bezemeler, lüleler, vb.

>> Tarih aralığı olarak en çok 17.yy’a ait çini parçalara rastlanmış.. Bulunan parça sıklığı sırasıyla 17.yy - 18.yy – 20.yy – 16.yy – 19.yy – 15.yy

>> Bunun sebebini mimarlık tarihi ile açıklamak mümkün; 17.yy’da yaşanan büyük Harem yangını sonrası restorasyon çalışmaları sebebiyle en çok parça kullanılmış olmalı..

>> Çinilerde birçok farklı sıva ile karşılaşılmış; Horasan Sıva – Alçı Sıva – Beton Sıva, vb.

>> Bulunan çini parçalar teknik ve imalat konusunda çok zenginmiş..

>> Bulunan parçalarda dikkat çekici bir özellik, çini ile uğraşanlar bilecektir;  tutturması en zor olan renk kırmızı..

>> Karşılaşılan örneklerde bazı çinilere, zaman içinde, üzerinden sıva yapılmış ve kompozisyonlar tamamlamış, bazılarında ise kompozisyon çizim olarak tamamlanmış..

>> Arşivleme süresince, çini parçalarının arkalarında çok ilginç damgalara rastlanmış.. Bu damgaları her sene gelen öğrenciler bir mantık dizisine oturtmaya çalışsada bir sonuca varılamamış.. Ustaların kendilerine göre simgeleri, uygulanacak yer (örneğin; Karaağalar Koğuşu) ve/veya imalat yeri (örneğin; İtalya) yazılmış, resmedilmiş..

>> Bulunan en erken dönem örnekleri çok kalın hamurluymuş.. Bursa örneklerine benzerlik gösteriyormuş.. Anakronik örnek 15.yy.. II.Grup çok renkli sırlı teknikle yapılmış.. Bunlar İran’dan gelen bir imalat olabilir.. Ayrıca bu grup kendi içindede 2 gruba ayrılıyor; erken dönem; kırmızı hamur ve açık bırakarak; 15.yy – 16.yy, hamura boya astar katılıyor.. Çok renkli grup içinde ayrıca Osmanlı olmayan bir grup daha varmış; üslup, kompozisyon, çok kırmızı hamuru sert ve kullanılan boyanın sarısı çok fosforluymuş.. Bu grubun nereden geldiği henüz açıklığa kavuşmamış; motifler ve renkler çok değişik imalat kaliteside çok kötüymüş, uzmanlar Saray’da bu parçaların ne işi var gizemini çözebilmiş değil.. Belki deneme olarak yapılmış belki bir ön çalışma ama hamuru Anadolu’dan çok farklı..

>> Arşivlenen parçalardan bazıları, özellikle 16.yy – 17.yy, hangisi İznik  - Hangisi Kütahya anlaşılamamış.. Tabii Kütahya’da daha çok seri imalat, daha mat, daha basit kompozisyonlar, daha basit fırça darbeleri dikkat çekiyor..

>> Arşivlenen parçalarda çok az Şam işi çini ile karşılaşılmış..

>> Arşivlenen parçalarda ayrıca mermer taklitleri, yazılı panolar, mimari çizimli panolar ve tek renkli karolar varmış..

>> Tek renkli karolar için ne yazık ki İznik Kazılarına ait çok az yayın geldiği için karşılaştımak mümkün olamıyormuş..

>> Sarı renk 18.yy’da tekrar başlıyormuş.. Halbuki önceden pek beğenilip kullanılmamış ama belki Kütahya’da başlıyor ve Tekfur Saray’ına çalışmaya gelen ustalarca devam ediyor, kesin olarak bilemiyoruz.. Napoli Sarısı, Avrupa Çinileri ile bağlantılı, Osmanlı’dan çok farklı; desenler barok etkisinde malzeme farklı..

>> Biraz Kütahya biraz Hollanda etkisinde ilginç başka bir grup parça daha envanterlenmiş.. 18.yy Hollanda imalatı mı yoksa Kütahya mı kesin olarak bilinemiyor.. 18.yy olduğu için çok karmaşık.. Hamurdan veya teknikten anlamak mümkün değil çünkü bilinen tüm Kütahya’lar için çok farklı hamur ve çok farklı kompozisyonlar sözkonusu..

>> Çini parçalarında tarihler arası bakıldığında; dikkat çekici bir şekilde silisten kile doğru gidilmiş.. Dolayısıyla, başlangıçta karşımıza çıkan sert hamur zamanla yumuşamış gözeneklenmiş.. 16.yy’da silis oranı en yüksek ama zamanla silis yerini kil + kuvarsa bırakıyor..

>> 17.yy’dan başlayıp 18.yy’a kadar çıkan parçalarda karşımıza Hollanda Çinisi çıkıyor..

>> İspanya_Valencia Çinilerinden örneklerle karşılaşılmış.. Halbuki Osmanlı ile İspanya alış-veriş halinde değil.. Tahminen öncelikli olarak,  İtalyanlar ile yapılan ticarette onlar İspanya’dan alıp bize satıyor. Ayrıca, Tunus’ta imal edilen çiniler genellikle İspanya taklidi..

>> 18.yy sonu 19.yy’da İtalya – Cenova imalatı çiniler, tahminen İran imalatı olan Çin porselen taklitleri, Viyana imalatı çiniler, İtalya – Napoli imalatı porselen “büyük olasılıkla hediye edilmiş”  kullanılmamış bir takım çiniler Topkapı Sarayı’nda bulunmuş, arşivlenmiş..

Toplamda 24.500 adet çini parçanın arşivlenmesiyle, Topkapı Sarayı, çini açısından belki dünya çapında en zengin müze.. Umarız bir gün bulunan ve arşivlenen bu parçalar sergiye açabilir, bizlerle paylaşabilir..

Topkapı Sarayı_III
Ek olarak paylaşmak istediğim bazı kişisel notlar:

>> Soru_ Cevap'a geçildiğinde bazı soruların saçmalığı beni şok etti, Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu'na sabrı için tekrar teşekkürler..

>> Filiz Hanım'a bu proje kapsamında çalışan kadro sorulduğunda; kesin bir cevap alamamak beni üzdü.. Sanat tarihi öğrencilerine zorunlu staj yaptırmak mantıklı bir çözüm olsa da "gelen bütçeye bağlı olarak eleman sayımız sürekli değişebiliyor" yerine daha kesin bir kadro planı daha net bir cevap daha profesyonel olabilirdi.. 


Ajandalarınıza kaydedin 58.Venedik Bienali yaklaşıyor..

MIAMI | Art Basel bizlere en güzel sanat günlerini sunup bittiğine göre artık önümüzdeki büyük sanat olaylarına bakabilir, ajandamıza kayded...